
Kantçı özerklik, insan onuru, özyönelim ya da ahlaksal özkararlılık kavramlarında, sadece doğa üzerinde bir baskı ve egemenlik tasarısını değil, gerçek bir düşmanlığı, “hayvanlara karşı yönlendirilen” acımasız bir nefreti deşifre ettiğini ileri süren Adorno’nun bir metnini (baştan sona rahatlıkla benimseyerek) çözümlemiştim bir metnimde. Adorno bu yönde çok ileri gider. İdealist bir sistemde gizilgüç olarak hayvanların oynadığı rolle, faşist bir sistem için Yahudilerin oynadığı rolü karşılaştırmaya cesaret eder. Şimdi iyi bilinen ve zaten çoğu zaman inandırıcı bir şekilde kendini kabul ettiren bu mantığa göre, hayvan ve Yahudi figürlerine kadın ve çocuklar da, hatta engelliler de katılacaktır.
JACQUES DERRIDA (Gündoğmadan, çev. Kenan Sarıalioğlu, Dharma)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder