2 Mart 2011 Çarşamba

Hayvanları Hatırlamak 2

Kurmaca ve pedagojik yazın türlerinin öncüsü sayılan Ezop’un fabllarında, büyük ölçüde, insan doğasının çeşitli yönlerini tasvir etmek üzere hayvanların satirik betimlemelerinden yararlanılmıştır. Bu bağlamda, hayvan varlığına masallarda çok sık başvurulmasına da dikkat çekilebilir. Fabllarda olduğu gibi, masallarda da hayvanlar yazınsal veya alegorik amaçlarla kullanılır. Donna J. Haraway, sosyal bilimlerde de hayvan modellerinin buna benzer bir öğretici rol üstlenmesinden söz eder:

Hayvanlar, insanlara kökenlerini, dolayısıyla akıl öncesi, yönetim öncesi, kültür öncesi özlerini gösterebilen doğal nesneler olarak özel bir konuma sahip olagelmişlerdir. Yani hayvanlar, insanın özerkliği doktrininde ve tabiat bilimlerinde işgal ettikleri yer bakımından meşum bir muğlaklık taşımışlardır. Bu nedenle, antropolojinin insanları sadece kültür kavramıyla anladığı, sosyolojininse sadece insan toplumsal grubu fikrine ihtiyacı olduğu iddiasına rağmen, hayvan toplumları insan beden politikasındaki ezici tahakküm düzenlerini rasyonalize etmek ve doğallaştırmak için yoğun olarak kullanılmışlardır. Hayvan toplumları, modern liberal kuramcılara, bir yandan doğa/kültür ayrımını kabul etmeye devam ederken, fizyolojik olanla politik olanı birleştirme imkânı sağlamıştır.

Haraway, hayvan figürü aracılığıyla, toplumsal cinsiyet politikasının gelişmesini ve kadınların (keza yabancıların, siborgların, hayvanların ve başka azınlık varlıklarının) ontoloji temelinde dışlanmasını analiz eder.  Sosyobiyoloji alanında, hayvan ve insan evrimine dair belki de en önemli tartışmalar, Charles Darwin’in Türlerin Kökeni (1859) ve İnsanın Türeyişi (1871) adlı eserleridir. Birarada ele alındıklarında, Darwin’in alana müdaheleleri, hayvanların yeryüzünün biyo-tarihindeki yerini köklü biçimde değiştirmiş, Freud’un psikanalizinin ve Mendel’in genetiğinin önünü açmıştır. 

AKIRA MIZUTA LIPPIT 
(Electric Animal)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder