13 Eylül 2012 Perşembe

Guillermo Vargas: Teşhir No. 1




Sanatçı Guillermo Vargas 2007’de Nikaragua’daki bir sergi için çocuklara para vererek sokaktan başı boş bir köpek yakalamalarını söyler. Köpeği bir duvara bağlar, duvarda köpek mamasıyla yazılmış “Ne Okuyorsan Osun” yazısı vardır. Ardından internette ve medyada, galerideki içler acısı fotoğraf eşliğinde, köpeğin açlıktan ölmeye terk edildiği haberleri dolaşmaya başlar. Vargas’a karşı büyük bir protesto kampanyası başlatılır. 2008 Honduras Bienali listesinden çıkarılması için imza kampanyası düzenlenir ve dünya çapında 4 milyon imza toplanır; işin ilginci kampanyaya sanatçının kendisi de imza atar (bu durumu, bir sanatçı olarak “kendi eserlerine” daima imza atmasıyla açıklar). 

Fakat galeri yöneticisinin yaptığı açıklamaya göre, köpek galeride tutulduğu süre boyunca düzenli olarak beslenmiş, ardından ipinden kurtulup kaçmıştır. Sonradan anlaşıldığı üzere, köpeğin açlığa terk edildiği yolundaki haberleri bizzat Vargas tetiklemiş, imza kampanyasının başlatılmasını kendisi sağlamıştır. Vargas köpeğin akıbeti konusunda yorum yapmaz, ama köpeğin açlığa terk edildiği haberleri üzerine binlerce kişinin protesto kampanyası başlatmasına rağmen, sergiyi gezenlerden hiçbirinin köpeği serbest bırakmaya veya karnını doyurmaya teşebbüs etmediğine dikkat çeker. 

Vargas ilk bakışta insanların ikiyüzlülüğüyle ilgili haklı bir noktaya temas etmiş gibi görünür; fakat müze veya galeri ziyaretine işlemiş örtük davranış kodlarının gücünü göz ardı etmiştir: Tipik bir galeri ziyaretçisinin, bir sanat eserinin parçası olarak sergilenen bir köpeği serbest bırakmaya kalkışması neredeyse imkânsızdır. Köpeği bir galerinin duvarına bağlayarak dokunulmaması gereken bir “sanat eseri” konumuna getirmekle, insanların ona bakışını ve olası davranışlarını önceden manipüle eden bizzat kendisi olmuştur. Sanatçı burada yine kendini ikili bir iktidar konumuna yerleştirir: Sadece köpeği araçsallaştırmakla kalmaz, ziyaretçileri (ve yanlış bilgilendirme sonucu imza kampanyasına katılan binlerce kişiyi), psikoloji araştırmalarında yapılan deneylerden farkı olmayan bir ‘davranış testi’nin habersiz denekleri konumuna getirir: sanatçının sonucunu önceden bildiği, ama hipotezini kanıtlamak için veriye ihtiyaç duyduğu bir deneyin parçasıdır herkes. Köpeğe gelince, galeride tutulduğu süre boyunca belki de serbest haline kıyasla daha iyi beslenmiştir, ama ipini kopardığı ilk anda kaçmayı seçer.


"Aşklar ve Köpekler"



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder